Türkiye’yi modern pentatlon branşında olimpiyat oyunlarında temsil eden ilk milli sporcu İlke Özyüksel, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları’nda madalya alarak “yeni bir ilke” imza atmak istediğini söyledi.
Anadolu Ajansı’nın Cumhuriyet’in 100. yıl dönümü dolayısıyla hazırladığı “spor” temalı dosya haberler kapsamında bu haberde, modern pentatlondaki başarılarıyla Türk sporuna hizmet veren İlke Özyüksel ile yapılan röportaja yer verildi.
Brezilya’nın Rio kentinde 2016 yılında düzenlenen olimpiyatlarda 35’inci olan, Tokyo 2020’de elde ettiği 5’incilikle madalyaya çok yaklaşan İlke Özyüksel, elde ettiği başarılar ve Cumhuriyet’in 100. yılına ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Cumhuriyet’in ilan edilmesiyle kadınların kamusal alanda var olmaya başladığına vurgu yapan İlke Özyüksel, “Cumhuriyet kadını olduğum ve kendi alanımda ilkleri başardığım için gururluyum. Kadınlar, hayatın her alanında olduğu gibi sporda da her şeyi başarabileceğini Cumhuriyet tarihi boyunca elde ettiği başarılarla kanıtladı. Ben de modern pentatlon gibi ne yazık ki ülkemizde pek de bilinmeyen bir branşta yarışan biri sporcu olarak çocuklara örnek olabildiysem ne mutlu bana.” dedi.
Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil eden ilk modern pentatloncu olmanın gururunu yaşayan İlke, “Rio’da ilk kez olimpiyatlarda mücadele ettim, 35’inci oldum. Sonra Tokyo’da da milli formayı giydim. Orada ise 5’inci oldum. İki olimpiyat arasında bu kadar ilerleme kaydetmem çok çalışmamın sonucu. Umarın Paris’te de ileriye bir adım daha atar ve Cumhuriyet kadını olarak ülkeme branşımda ilk olimpiyat madalyasını getirebilirim.” diye konuştu.
“İnsan ismini yaşar”
‘İnsan ismini yaşar’ sözüne atıfta bulunan İlke Özyüksel, “Böyle bir sözümüz var. Ben de Avrupa, dünya çapındaki organizasyonlarda ilkleri başardım, rekorlar kırdım. Sanırım bu söz benim için de geçerli. Umarım Paris 2024’te de İlke, yeni bir ilke imza atar ve Cumhuriyet kadınının yapabileceklerini Paris’te tüm dünyaya gösterir.” ifadelerini kullandı.
Modern pentatlon çoklu bir branş olduğu için bu alanda bir sporcunun gelişiminin uzun yıllar aldığına dikkati çeken İlke Özyüksel, şöyle devam etti:
“Çocukluğumdan beri binicilikten eskrime yüzmeden atıcılığa oradan koşuya gidip geliyorum. Sadece ben değil, babam annem, şimdi eşim de benimle bu zorlu süreçleri yaşıyor. Bu kadar emeğin karşılığını birçok başarıyla, madalyayla, rekorla aldım ancak bir sporcu için en önemlisi olimpiyatlarda ülkesini temsil ederek madalya almaktır. Elde etiğim hiçbir başarıdan sonra ‘Tamam bitti, buraya kadar’ demedim. Hep gözüm olimpiyat madalyasındaydı. İlk ikisi benim için tecrübe oldu, şimdi bu tecrübelerle kürsüye çıkmanın zamanının geldiğini düşünüyorum.”
İmkansızlıklar içinde ülkesini, bağımsızlığını savunarak canını vermiş bir neslin torunları olduklarını vurgulayan İlke Özyüksel, “Atatürk’ün açtığı ışıklı yolda sapmadan, ondan aldığımız bayrağı daha yukarılara taşımalıyız. Bu konuşarak olmuyor ancak çalışarak başarabiliriz. Yalnızca sporda değil, sanat, edebiyat ve bilimde de ülkemizi en ileriye taşıyıncaya kadar var gücümüzle çalışmalıyız.” diyerek sözlerini tamamladı.