Dünyada nüfus yoğunluğu en yüksek yerlerden, abluka altındaki Gazze Şeridi’nde İsrail ordusunun saldırılarıyla yaşanan felaket giderek büyürken, İsrail içinde tahliye edilen sivillere ve silah altına alınan yedek askerlere yardım yapan derneğe ABD’den milyonlarca dolarlık bağış geldi.
İsrailli “Birlikte Duruyoruz” isimli dernek, çatışma bölgelerinden tahliye edilen İsrailliler ve Gazze’deki savaş için silah altına alınan yedek askerler için kampanya başlattı.
AA muhabirinin gittiği, işgal altındaki Batı Şeria’nın Mevo Horon isimli yasa dışı Yahudi yerleşim yerinde, derneğin yardım topladığı çadırın girişinde ABD ve İsrail bayrakları bulunuyor.
Yasa dışı yerleşim yerindeki askerler başka yerlere aktarıldığı için İsrail’in silah altına aldığı 330 bin “yedekten” burada yaşayanlar, otomatik silahlarla nöbet tutuyor.
Yardımların toplandığı çadırların içinde gönüllüler, kategorilerine göre malzemeleri ayırıp, kolilere yerleştiriyor. Çadıra gelen İsrailli askerler, talep ettikleri ihtiyaçlarının hazırlanmış kolilerini alarak, görevlerine devam ediyor.
Cepheye mobil çamaşır makinesi ve berberlik hizmeti
Dernek yetkilileri, 7 Ekim’de Gazze Şeridi’nden gelen saldırılar ve sonrasındaki savaşın ardından, derneğe “bağış ve destek yağdığını” söyledi.
İlk başta bu kadar yoğun katılım beklemediklerini aktaran dernek yetkilileri, projelerinin büyümesinin ardından Yahudi yerleşim yerinde büyük bir depo çadırı kurduklarını aktardı.
İsrail’in güneyindeki Gazze çevresi ve Lübnan sınırı yakınlarındaki bölgelerden tahliye edilen İsrailliler için yeni kıyafetler, ihtiyaç paketleri, elektronik tabletler, cep telefonları gibi birçok desteğin sağlandığını belirten yetkililer, yerinden edilen İsrailli siviller için sinema geceleri düzenlediklerini, cepheye giden askerlerin ailelerine “hafta sonu paketleri” sağladıklarını anlattı.
Bunun yanı sıra, sınırdaki cepheye gidecek askerlerin kendilerine ulaştıklarını ifade eden yetkililer, askerlerin istedikleri, yatak, bedenlerine göre mont, diş fırçası, diş macunu, tıraş kiti, suluk, şapka, kış paketi, cep telefonu gibi birçok talebini de karşıladıklarını kaydetti.
ABD’de özellikle Yahudi cemaati, şahıslar ve bazı şirketlerden milyonlarca dolar yardım geldiğini bildiren dernek yetkilileri, cephelerde görevli askerler için mobil çamaşır makineleri, dondurma kamyonları ve tıraş olmaları için berberlik hizmeti gibi yardımlar sağladıklarını paylaştı.
Dernekte çalışan Eli Rosenfeld, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kendisinin de yarın cepheye asker olarak gideceğini belirterek, şu güne kadar “sadece bir günde 70 birliğe yardım gönderdiklerini, 3 hafta boyunca yüzlerce belki de binlerce asker için yardım paketi hazırladıklarını” belirtti.
İsrail’in “şu anda belki de 10 yıl içindeki en güçlü zamanında olduğunu” ifade eden Rosenfeld, “ülke içindeki bu birliğin sağlanmasını uzun zamandır” beklediğini dile getirdi.
Rosenfeld, “savaşın insani faturasını nasıl değerlendirdiği” sorusuna, “Ben bu konulara girmiyorum. Ben bir askerim yarın cepheye gidiyorum. Burada gönüllü yardımlaşma faaliyetindeydim. Güneye gidiyorum.” ifadeleriyle cevap verdi.
Gazze’ye 25 günde 170 civarında yardım tırı girdi
İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi’nden 7 Ekim’deki saldırıların ardından bölgeyi bombardıman altına aldı.
Savaşın başlamasının 25’nci gününde yaklaşık 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze Şeridi’ndeki 1,4 milyon Filistinli, yoğun bombardımanın altında yerinden edildi.
İsrail ordusunun saldırılarında, şu ana kadar 5 binden fazlası kadın ve çocuk, toplam 8 bin 306 Filistinli öldürüldü.
Ablukanın yoğunlaştırıldığı Gazze Şeridi’nde İsrail’in getirdiği kısıtlamalar nedeniyle 7 Ekim’den bugüne 170 civarında insani yardım taşıyan tır girdi.
İsrail’in yakıt girmesine izin vermemesi nedeniyle bölgede elektrik santralleri çalışmıyor. Yakıt eksikliğinden su arıtma tesisleri, fırınlar ve yüz binlerce insanın sığındığı hastaneler de sağlık hizmetlerini kısıtlamak zorunda kalıyor.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşları, yakıt ve insani yardımın girmemesi halinde bölgede temiz su eksikliğinden salgın hastalıklar, gıda eksikliğinden açlık ve on binlerce yerinden edilmiş sivilin sığındığı hastanelerde sağlık hizmetlerinin durması nedeniyle insani felaket yaşanacağını vurguluyor.